1 Ağustos 2010 Pazar

Ben-sen-o ve Biz

Hiç kimse senden değerli değil…

Yaşadığın dünyanın merkezi sensin.

Herşeyi kırıp döküp, sonra yeniden inşaa etmeye hazır tüm benliğimiz. Açıkçası bunu arzuluyoruz. Bunu istiyoruz. Yeniliğe muhtacız. Değişime açız. Güzel ya da çirkin farketmez, yıkmayı istiyoruz.

Sahip olduklarımızla böbürlenmek alışkanlığımız. Onları kullanarak, hayatta bir yer edinme, ya da şöyle diyelim, başrolü elde etmeye ihtiyacımız var. Herşeyi sömürüp, hiçbir şey kalmayana dek tüketmeye muhtacız.

Yaşadığın dünyanın merkezi sensin.

Hiç kimse senden değerli değil..

Kendi sahnemizi oluşturmak için, onu güzel kılabilmek için sanal değerlere muhtacız. Kültürler, ahlak kuralları, yazılı ve yazısız bütün ortak sözleşmeler…

Hayatlarımızı ne kadar bireysel hale getirirsek o kadar iyi diyoruz kendi kendimize. Yeni “trend” bu. Sükse yapan, değerli olan.

Ve hala yakıp yıkmaya mecburuz, onu arzuluyoruz. Herşeyi yıkıp, yeni baştan yaratma arzusu. Tanrıya yakınlaşabildiğimiz nadir anlar…

Bireyselleştikçe kendimizi de yakmaya başlıyoruz bu noktada. Kendimize eziyet etmeye başlıyoruz.

Yaşadığımız dünyanın merkezi sensin.

Dünyayı yıkıp baştan yaratmak tutkun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder