19 Ağustos 2010 Perşembe

Aşk

Aşk bir yarıştır.. Koşturup yorgun düşersin. Kendinden vazgeçmen gerekir, ve bunu yaparsın. Eksildiğinin farkına varmadan.

Aşk üstünlüğünü kanıtlama çabasıdır... Sevgili sevgilin üzerinde istem dışı bir baskı kurmak istersin. Sevgili sevgilin bu baskıyı karşılamaya çalışır, oyun sürer gider.

Aşk bir iktidar mücadelesidir...Ama iktidar da kaygan bir olgudur. Dizginleri eline alan, karşısındakini ezer ezer. Küçük zaferlerle başlar, zamanla bu zaferleri büyütür iktidar sahibi. Tüm olanakları kullanır tüketmek için. Tükettiği zaman da komple yok etmek için. Bu büyük bir hazdır. İçgüdüseldir çünkü. Karşındaki kişiye güçlü olduğunu kanıtlamak...

Aşk ise farazi bir olgudur. Uydurmadır. Biz yarattık aşkı. İçgüdüler her zaman baskın gelir. Aşk söner gider.

Aşk fizyolojiktir, hormonlar çalışır, endorfin patlaması yaşanır. İyi hissedersin, bağımlısı olursun o endorfinin. Zamanla bu salgıya vücut duyarsızlaşır, algı tembelleşmesi denir buna. Ve o zaman hep daha fazlasını istersin. Ama hiçbir zaman aynı tadı vermez. Böylece başka yöntemler denersin, herşeyi yıkmak ve yeniden aşık olmak gibi..

Altın vuruş yaptığında ruhundan birşeyler eksilir, kopar gider, yok olur. O zaman da bozulma başlar. İnsanlığı yitirmek için birebirdir aşk.

Aşk, izmaritteki son nefes gibidir. Çekmeye çalışırsın. Fazla çekersen dudakların yanar, az çekersen tadını alamazsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder